Selamlar. Dayım, köyden birisiyle evlenmişti. Yengem çıtı pıtı, hoş sayılabilecek, ufak göğüslü, kocaman götlü, minyon tipli, ama çok oynak bir bayandır. Evlendikten birkaç yıl sonra pek uyuşamadılar. Yengem de nedense boşanmak yerine, evliliğini devam ettiriyordu. Herhalde 2 çocukları olduğundan boşanmak istemiyordu. Ben askerden geldiğimde, yengemle daha sık konuşuyor, tasalaşıyorduk. Yengem bana karşı çok sarih konuşur, çekinmezdi. Ben de ona kız dostlarımla olan ilişkilerimi anlatırdım.
Yeniden birgün kız dostlarım hakkında konuşurken, yengem, “Merak ettiğim birşeyi soracağım, ama gülmeyeceksin!” dedi. “Tamam yenge, sor!” dedim. Yengem, “Bayanlar da boşalıyormuş, doğru mu?” deyince, ben birden dondum kaldım. Afallamışlığımı atınca, “Evet doğru, bayanlar da boşalır, başka bir deyişle Orgazm olurlar. Sen Orgazm olmanın nasıl birşey olduğunu bilmiyormusun?” dedim. “Hayır, öğrenmiyorum!” dedi. Bu vaziyete ne diyeceğimi öğrenmiyordum doğrusu. Birkaç saniye düşünüp, “Peki, siz dayımla hiç ön sevişme yapmıyormusunuz?” diye sordum. Yengem, “O ne ki?” dedi. “Başka Bir Deyişle gerçek işi yapmadan evvel, öpüşüp koklaşıp, birbirinizi yalamıyormusunuz?” dedim. Yengem, “Yooo, hayır, dayın genelde üstüme çıkar, 1-2 dakikada işini görür uyur!” dedi. Konuşmalarımız çok heycanlı yerlere gidiyordu ki, annem çağırınca, ogün öylece kapandı mevzu.
İnanamıyordum, demek ki bu kadının ateşi bundan dolayı dışına vuruyordu. Zira yengem öyle şakalar yapıyordu ki, hemen oracıkta altıma yatırmamak için kendimi güç yakaladığım zaman çok olmuştur. Ama bazen de çok tuhaftır ki, yengem benden uzak duruyordu. Sanırım konuttakilerden çekiniyordu veya korkuyordu.
Yengem birgün yeniden sabahtan bize gelmişti. Annem mutfakta çay demlerken, biz yengemle içerde şakalaşıyorduk. Ben çekyatta uzanmıştım, yengem ayakta, bana şakalar yapıyordu. Birden şakayla elinden tutarak kendime sürüklememle birlikte, yengem öğrenerek kucağıma doğru oturdu. Götünün altında kalkmış yarağımı sezince, “Ne oluyor?” diyerek kucağımdan kalkmaya çalıştı. Ben de, “Seni istiyor!” dedim ve kalkmasına izin vermedim. Yengem, “Saçmalama, ben senin yengenim!” diyerek tekerrür kalkmak için girişimde bulundu. Ama ben, “Ne var bunda ki yenge? Hem sana boşalmayı öğretirim!” dedim. Yengem, “Annen gelecek, kapatalım mevzuyu!” deyince, “Tamam, ama bu burada kalmaz, seni istiyorum yenge!” diyerek kucağımdan kalkmasına izin verdim.
Yengem kalkıp yandaki çekyata oturunca, “Ne kadar istiyorsun göreceğiz!” dedi. Yengemin bu sözünden daha da tahrik olmuştum. Ama o da öğreniyordu ki, o anda birşey yapamazdım, civar müsait değildi. Yengeme, “Ben seni uygun zamanda yakalarım!” dedim. Yengem, “Güç tutarsın! Göreceğiz!” dedi. Bütün o sırada annem çaylarla içeri girince, natürel olarak mevzuyu değiştirdik. Yengem bir çay içip, konutta işim var diyerek kalktı. Ben yerimde duramıyordum, yengemle sevişmek için deliriyordum. Yengem o kocaman kalçalarını oynatarak bizim konuttan böldü. Usum yengemin kalçalarında kalmıştı, onları ilk kere kucağımda sezmenin hazzıyla hemen banyoya koştum, 31 sürüklemeye. Banyoda yarağımı elime alır almaz boşaldım.
Aradan 1 hafta kadar geçti, yengemlere oturmaya gidecektim. Ama hazırlıklı olmalıydım, onun için gitmeden evvel duşumu aldım. Yengemlerin eve vardığımda, baktım çocuklar evin önünde oynuyorlardı. Kendi kendime, Bu iş tamam, konutta yengemden başka kimse yoksa bu iş olur! dedim. Kalbimin atışları çoğalmıştı. Yarağım dahi bu düşüncelerden kalkmaya başlamıştı. İçimden Ne olur konutta başka kimse olmasın! diyerek zile bastım. Yengem, “Kim o?” deyince, “Benim yenge, aç!” dedim. Yegem, “Hıı, bir dakika!” dedi ve kapıyı açtı. Morali bozuktu. “Gel emret…” deyince, “Ne oldu yenge, neyin var?” dedim. Yengem ağlayarak anlatmaya başladı. Kayınvalidesiyle uyuşamıyorlarmış. İçimden Ne hayallerle geldik, ne bulduk! diye geçirerek, “Üzülme yenge, boşver, takma kafana!” filan diyerek yengemi avuntu etmeye çalışıyordum. Morali yerine gelsin diye uğraşırken, yengem, “Başıma sızılar girdi, çok makûsum!” dedi.
Kolonya şişesi TV’nin yanında duruyordu. Aldım geldim ve başladım yengemin başını ovuşturmaya. 10 dakika kadar ovuşturduktan sonra, yengem, “Çok iyi geldi, azıcık gevşedim, ellerin tasa görmesin, sana da zahmet oldu!” dedi. “Ne demek yenge, sen yeter ki rahatla!” dedim. Ben arkadan başını ovuşturmaya devam ederken, yengem başladı omuzlarını oynatmaya, “Omuzlarım da ağrıyor!” dedi. “Merak etme yenge, orayı da ovarım, birşeyin kalmaz!” dedim, başladım omuzlarını ovuşturmaya. Derken farkettim ki, sütyenin askıları gözükmüyordu, sanırım yengem sütyen takmamıştı. Arttan omuzlarını azıcık ovduktan sonra, önüne geçerek omuzlarını arkaya doğru sıkıştırarak göğüslerine doğru bakıyordum. Yengem omuzlarını arkaya doğru gerdikçe, göğüs uçları emin oluyordu. Delirmeye başlamıştım dahi. Göğüs uçları sanki Yala beni, ısır beni! dercesine gömlekten çıkmaya çalışıyorlardı. Yengemin yaşı ilerledikçe, çocuklardan da olsa gerek, o ufak göğüsler kocamanlaşmış, harika duruyordu.
Yengemi sikeceksem zaman kaybetmemeliydim. Ellerimi gömlek yakasından içeri sokup, omuzlarından alta göğüslerine doğru inmeye çalıştım, ama gömlek izin vermiyordu. Gömleğin bir düğmesi açsam ne tepki verirdi acaba? Bunu sınamalıydım, yoksa bilemezdim. Bir düğmesi açmak için gömleğin düğmesine elimi atınca, yengem irkildi ve hemen elimi yakaladı. Ama ben, “Sakin ol yenge, omuzlarına erişemiyorum böyle!” deyince, elini çekti. Ben de fırsat bu fırsat deyip, duğmesini açıp, elimi yavaş yavaş göğüslerinin üzerine götürdüm. Yengem, “Yapma, çocuklar dışarda!” dese de, ben, “Kendini bana vazgeç, sana bayanlığını yaşatacağım, Orgazm nasıl olunur öğreteceğim!” diyordum. Yengem, “Ne olur ileri gitme!” deyip dururken, ben, “Tamam!” diyerek göğüs uçlarını parmaklarımın arasına almıştım dahi. Artık geri dönüşü yoktu bu işin, bunu yengem de öğreniyordu, ama, “Şimdi olmaz, yapma, çocuklar dışarda, heran gelebilirler!” diyebiliyordu yalnızca.
Gömleğinin tam düğmelerini açtım, o kocamanlaşmış göğüsler önümde hazırdı artık. Eğilerek başladım yengemin göğüslerini yalamaya. Bazen sabredemiyordum, uçlarını kemiriyordum. Yengem, “Yapma, morartacaksın!” dedikçe, ben daha da deliriyordum. Elimi usulca şalvarına attım. Yengem, “Yapma, şimdi olmaz!” dese de, reelinde ivedi etmemi istiyordu. Süratli bir biçimde şalvarını ayağından sürükleyerek çıkartmamla, yalnızca külotu ile kalmıştı karşımda. Hemen külotunu da çıkararak, yengemi çekyata doğru uzattım ve başladım hep hayalini kurduğum amını yalamaya. Ama daha evvel hiç amı yalanmadığı için, çekingen şekilde bacaklarını bütün açmıyordu zilli. Sanki yeni gelin gibi naz yapıyordu ve bu beni daha da şehvetlendiriyordu. Biran evvel amına girmeliydim, ama evvel yengemin Orgazm olup boşaldığından emin olmalıydım.
15 dakika kadar amını yaladıktan sonra, yengem başımı ittirerek, kasıla kasıla Orgazm olup boşaldı. Boşalırken biçimden şekile girmişti. Yengeme, “Şimdi kavradın mı Orgazmın ne olduğunu?” deyince, yengem dudaklarını ısırarak yalnızca kafasını sallayabildi. Hemen yengemin bacaklarını omzuma kaldırıp, amının önünde yerimi aldım ve vıcık vıcık olmuş amına yarağımı soktum. Yengemin, “Ohhhhhh!” diye inlemesi eşliğinde dibini bulmuştum. Hiç müddet kaybetmeden amına pompalamaya başladım. 5-6 dakika kadar amına sertçe gidip geldikten sonra, yengem epilepsi nöbeti geçirir gibi debelenmeye başladı. Yine Orgazm oluyordu yengem. Ben de gelmek üzereydim, “İçine boşalayım mı?” dedim. Yengem inleyerek, “Boşal!” dedi yalnızca. Böğürerek fışkırttım döllerimi amının derinliklerine…
Yengeme Orgazmın nasıl birşey olduğunu öğretmiştim. Ama bu bana yetmezdi, bu fırsat bir daha çıkmayabilirdi karşıma, ivedi etmeliydim, devamı gelmeliydi, hayalini kurduğum o kalçaların arasına da girmeliydim. Pencereden çocuklara baktık, oynuyorlardı. Bir sigara molası verdik, WC’ye filan gittik. Banyoya girip, belden altımızı yıkadık çıktık.
Yengem külodunu ve şalvarını giyecekken elinden aldım ve “Daha işimiz bitmedi, arkadan da yapacağım!” dedim. Yengem telaşa kapıldı hemen, “Ordan olmaz, daha dayın dahi ordan yapmadı! Hem çok acıyormuş!” demeye başladı. “Sen bana vazgeç aşkım!” diyerek, yengemi güçle domaltıp arda geçtim ve başladım götünün deliğini yalamaya. Yengemin çok güzeline gitmişti, dilimi götünün deliğine sokup çıkardıkça delirmiş gibi sesler çıkarıyordu. Bu arada yarağım tekerrür kalkmıştı. Azıcık da parmaklayarak göt deliğini alıştırdıktan sonra, yengemi sırtüstü yatırdım. Yengemin bacaklarını omzuma alıp, götüne sokmaya çalışırken zorladıkça, yengem kalçalarını kaldırıp, “Yapma, olmuyor işte!” diyordu.
Fakat olmalıydı, yengemin o götünü çatır çatır sikmeliydim. Yengemi tekerrür domaltarak, evvel amına soktum ve bir 5-6 dakika amını siktim. Amı vıcık vıcık olmuştu yeniden. Amının sularını yarağımın başına bulaştırarak göt deliğine yüklendim. Birkaç sınamadan sonra yarağımın kafası götüne girmiş ve yengemden, “Ihhhhhh!” diye bir ses gelmişti. Ama dinlermiyim hiç, birdaha yüklenmemle beraber kalanını da kökledim. Yengem, “Uffff! Yanıyor! Çıkart! Can Verdim!” dedikçe, ben, “Geçer şimdi aşkım!” diyor, yengemin götüne pompalamaya devam ediyordum. Öğreniyordum, acı sürüklüyordu. Götünün içine bir boşalabilsem rahat vazgeçecektim yengemi, ama bir cinsli gelemiyordum. Bu sefer boşalmam uzun sürecekti.
Bir 20-25 dakika siktim yengemin götünü. Yengemin göt deliği artık genişlemişti, çok rahat girip çıkıyordum götüne. Yengem de artık yalnızca uzun uzun ıhılıyordu. Bir vakit sonra geleceğimi sezince bir baktım ki, deliğinden kan gelmiş, yarağım kanlanmıştı. Canım yengeciğim benim, öğrense başına gelecekleri asla götten vermezdi. İçine boşaldıktan sonra yarağımı götünden çıkarınca, o da kavradı götünün kanadığını. Ama bana kızamıyordu, zira bayanlığını sayemde yaşamıştı ve çok mutlu olmuştu.
Gitme zamanım geldiğinde, yengem, “Cenabet gitme, duş al öyle çık!” dedi. “Tamam!” dedim. Bana banyoyu hazırlamaya giderken ayakta güç duruyordu. O oynak yengem, süt dökmüş kedi gibi olmuştu.
Zilli yengem benim, hastayım senin o kocaman götüne!